31 Ocak 2022 Pazartesi

 MONUMENT -( Apricotland- ikindi ezanından 12 dk sonraki zamansız ezan -16:43-2014- aralık-bi ihtimal  kasım )

Long Long Silk Bridge

lise 2 deki defterime cümlelerimi tek tek sıralarken  biyoloji hocam yüksek sesle okumamı istedi kaderimi 

yüksek olmayan sesimle başladım bir şeyler anlatmaya . bulaşıkları yıkayıp çıkmak evden eve bir daha dönmeyeceğim mi demektir eve dönmek eve dönmemek midir yoksa bir daha ?

- Eve dönüyorduk salih fırat selim alikemal . Telef olmuştuk zamansız okunan ezan karşısında ve malatya kent meydanındaki aşktan uzak riyaya koldaş omuzdaş havalardan bir ihtimalle de biyoloji hocamın zamansız tokadından. Mazide her şey iyi ve güzel kol kola el ele baş başa diz dize göz göze . 

-Güzel hayat sen nasıl oldun kaşe kabanına dökülen ezogelin damlalarıyla kavgalara devam mı Atakum da durumlar iyi mi gelgitler oluyor mu hala ajanslarda geçti 4 saat önce aya çarpacak bir asteroid bunla ilgili meseleler kalmayacak bizim de bir meselemiz kalmayalı çokça zaman olmuş olacaktı -

Bulaşıklar yıkanmış arkada odadan tesbihatın ince sesleri koridordaki sıcak havaya tutunmuş mutfaktan karışan armoniler .biraz et biraz patlıcan biraz kapya biber biraz sarımsak babamın tesbihatlarına tutunmuş dış kapıda nöbet tutuyorlar ve bu ev ihtimamına emredilmiş estetiğe karşı önyargı sahibi olmaktan ziyade korkulu fevri azgın hislerle eve adım atıyorum kapının dili kasaya oturunca babamın " ekmek de alınmadı.... şşşhhh allahuekber allahuekber " beni vakitsiz dışarı iten bu ekmek alımı talebi bir roller coaster e bindirdi beni gerekçeli evden itecek küçük sebeplere geberdiğimi anlamamla evden itilişim bir oldu ve ekmek almak bu telef olmaklardan sonra şantiyeden çıkarken okutulan yoklama kartına dönüştü  evin bir işçisi olmuş bundan kötüsü grev hakkı elinden alınmış öncesinde de patronu tarafından masada duran şeker kasesine hiç davet edilmemiş hep eli kolu bağlı bir işçiye benzetmişti ve ben gerçekten eve her girdiğimde benzetildim ağzım yüzüm kaydı bacaklarıma sakatlık içime açık pencere cereyanı düştü hastalandım 23 yaşımda evimizde tavana bakarken kürek kemiğimdeki yorgun ağrıya " önceki evimde pencere açık kalmıştı cereyan vurdu çarptılar beni o evde " 

şu evde şu an bu evde beni çarpmasan ne güzel ölür giderim mahal vermiyorsun yer vermiyorsun benim berjerlerimde ne bana ne kendine ayakta kaldık çamur olmasın diye kapının eşiği yıllardır evin içerisinde hayaletinle sarmaş dolaş keramet göstermiş gibi geziyorsun ev çamur olmasın diye ayağın üşümesin diye ben geldim sen yoktun dememek için ben geldim sen delirdin demek için. 


şu fincanın içinde az biraz papatya var dolapta da güzel limon 

boynumda da eski evin naftalini eski senin teri. banyolar kapalı savaş da yok nizam da komutan da hamam süreleri 4 dk da değil ama benim tahammülüm kalmadı 14 dk 24 dk 34 dk (lara ) ben öldürülmek istiyorum .

Mukavele yapalım ayağın yere bassın çamur olsun eşik Apircotland de oldu bir defa zamansız ikindi ardı ezan ben çok alışığım böyle patavatsızlıklara soytarılıklara ve  hiç değilim olacak şirinliklere .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Ömer Kavur Sineması  Maldonado tarzı yakışıklılık