sen zaten gelme hiç oraya kadar

biz seninle bu mevzuları oturur konuşurduk da icabında ama başka çare kalmasın istedin ve ne yalan söyleyeyim ben de öyle istedim. şu iskemlenin üzerine çıkar orada da dizlerimi göğsüme doğru çeker, karnıma dokunurdum ne de güzel olurdu şimdi arada ayaklarım da üşümüş mü acaba diye yoklayıp kontrol etmek. üşüdüyse poponun altına koyardık, ısıtırdık, mis gibi olurdu. bir süredir hiçbir şey mis gibi olmuyor. en son yediğimiz tavukburger menü öyle bir hava taşıyordu o da şişirdi, çay içemedik sonra. çay içemedik ya bu rezalettir. dışarıda çay içmek de rezalettir ben bir su koyayım ocağa bizde kettle yok. o şarkıyı da kapat bize hiç gelmiyor zaten bütün gün botla geziyoruz her şey çok zor burada. metrobüs merdivenlerini tırman, in, metroya bin, tutunmadan ayakta durmaya çalış. 

şimdi böyle bunları düşünür ve seninle konuşurken

bir parçamı korumam gerekmiyormuş gibi davranamam

kapattığın tüm ışıkları da aç

ki gayet iyi görünüyorsun

bence gitmeliyiz

zaten burada kimse bu gece rüya gördün mü diye sormuyor